Type a search term to find related articles by LIMS subject matter experts gathered from the most trusted and dynamic collaboration tools in the laboratory informatics industry.
Falanks (Grekçe φάλαγξ, ἡ ), genellikle mızrak ve benzeri silahlar kullanan askerlerin birbirinden ayrılmadan art arda saflar halinde savaşmasını esas kabul eden bir savaş düzenidir. İlk uygulamaları Arkaik Yunanistan'da Hoplites adı verilen ağır piyadelerin savaş düzeni olarak ortaya çıkmıştır. Falanks düzeninden önce savaşlar, düzensiz gruplar arasında bire bir çatışmalar şeklinde yürütülmektedir. Falanks düzeni, kütlesel bir vuruş gücüyle son derece etkili bir savaş düzeni olarak ortaya çıkmıştır.
Falanks düzeni ile ilgili bilinen en eski tasvirlere Sümer dikilitaşlarında rastlanmaktadır. Bu örneklerde askerler mızrak, miğfer ve vücutlarının büyük bölümünü kaplayan kalkanlar ile tasvir edilmişlerdir. Antik Mısır ordularının da geçmişte benzer taktikler kullandıkları bilinmektedir. Yunan orduları tarafından kullanılışı ile ilgili tarihçilerin mutabık kaldıkları bir nokta olmamasına karşın; benzer savunma ve kale savunma ilkeleri tarih boyunca büyük uygarlıkların orduları tarafından bilinmektedir.
Bunlardan sonra bazı yazar ve tarihçiler Yunanlarda falanks düzeninin ortaya çıkış tarihi olarak MÖ 8. yüzyılı ve yer olarak da Sparta'yı göstermelerine rağmen, Falanks düzeni MÖ 7. yüzyıl de Argos'ta Apsis savunmasının[not 1] geliştirilmiş ve gözden geçirilmiş haliydi.
Falanks düzeninde hoplitler, omuz omuza dizilmiş saflar oluştururlar ve arkaya doğru en az dört sıra halinde düzen alırlar. Bu tertiplenişte hoplitler, kalkanlarını birbirlerine kilitlerler, bu sırada en öndeki askerler mızraklarının öne doğru tutarlar. İkinci sıradaki askerler de birinci sıradakilerin üzerinde mızraklarını öne doğru uzatırlar
Her asker, sağ eliyle kavrayıp kaburgaları ve dirseği arasına sıkıştırdığı kargıyla düşman sıralarına koşarak ilerler ve düşman sıralarındaki kalkan boşluklarına saplamaya çalışırdı. Bu şekilde ileri uzanmış mızraklar, bir elin parmaklarını andırdığından, bu savaş düzenine falanks denilegelmiştir. Falanks, Latince bir tıp terimidir ve parmak kemikleri anlamındadır.
Kalkan, vücudun sol yanını örttüğü için her asker, sağ yanını güvene alabilmek için sağındaki askere iyice sokulmak zorunda kalıyordu. Bu yüzden falanks sıraları ileri hareketleri anında hafifçe sağa kayardı.
Bu tarz bir taarruz, düşman hatlarının dağıtılmasına yöneliktir. Düşman hatlarının düzeni bozulduğunda, yakın çatışmada kullanılması olanaksız olan mızraklar bırakılarak kılıçlarla savaşa devam edilirdi.
Falanks düzeni Makedonlarca da kullanılmış olup Büyük İskender'in Pers İmparatoru III. Darius'la yaptığı Gavgamela Savaşı'nda da etkisini büyük ölçüde göstermiştir. Makedonların falanks düzeni biraz farklı idi: İskender bölükleri 16'ya 16 kare şeklinde sıralandırarak oluşturmuştu. Yanlarında saritsa adında 5 veya 5,5 metre uzunluğunda mızraklar ve kopis adı verilen kamaya benzeyen bir kılıç taşırlardı.
Doru Helen dünyasında kullanılan bir tür mızraktır. Çok çeşitli boylarda bulunmasına rağmen, genelde 5 - 5,5 metre uzunluğundaydı. Tek el ile tutulur, diğer elde ise kalkan olurdu. Mızrakların uçları yaprak şeklindeydi, bunun yanında bu silahı kullanan askerler; yakın çarpışmalarda avantaj sağlaması için yanlarında ikinci bir silah bulundururdu. Askerlerin, mızraklarını omuzlarının altında ya da üstünde tuttukları her iki durumda avantajları ve dezavantajları mevcuttu. Mızrakları omuz altında tuttukları takdirde vuruşları daha etkisiz olurdu ama duruşları ve hareketleri daha kontrollü olurdu. Savaş meydanında içinde bulundukları duruma göre mızrak tutuşlarını ayarlarlardı.
Sarissa, Makedonların Yunanlar tarafından bilinen bütün dünyayı işgal ettikleri zamanlarda, Makedon Ordusu tarafından kullanılan bir tür mızraktır. Günümüzde, uzunluğu tam olarak bilinmese de Doru adlı mızrağın iki katı olduğu tahmin edilmektedir. Muazzam uzunluğu ve bunun sonucu olan ağırlığı, denge sağlamayı imkânsızlaştıracağından, bu silah iki elde tutularak kullanılırdı. Bu yüzden bu mızrağı kullanan birlikler aspis zırhı yerine ondan daha küçük ve zayıf olan pelte adlı zırhı kullanırlardır. Mızraklarının uzunluğu sayesinden güçlü bir savunma hattı oluştururlar ve düşmanın belli bir mesafeden daha yakına yaklaşmasına izin vermezlerdi. Bu da zırhlarının daha küçük ve zayıf olmasından doğan dezavantajı kapatırdı. Zaten Sarissaları kullanan askerlerin, silahın uzunluğu ve ağırlığı nedeniyle hareket etmesi zorlaşıyordu, bunun yanında bir de ağır bir zırh kullanılamazdı. Sarissa birlikleri savaş alanlarında sarsılmaz bir ün bıraktılar ve özellikle Makedon Ordusu'na çok şeyler kattılar.
Falanks birliklerini en etkili şekilde kullanabilmek için generaller çeşitli denemeler yapmışlar. Sıradan dizilişlerle ve çarpışmalarla yetinmeyen generaller, duruma göre en uygun adaptasyonu sağlamak için çeşitli yollara başvurmuşlar. Bunların en meşhurları Maraton Savaşı'nda Yunanların falankslarını seyreltmeleri ve cephe uzunluğu artırmalarıydı. Bu sayede Pers okçularının saldırılarından en az zararlar kurtulmuş ve Perslerin sayıca çok üstün olan Darius birlikleri tarafında arkadan kuşatılma tehlikesini bertaraf edebilmişlerdi. Bu uygulanan taktik kanatlardan kuşatma idi ve sonuç olarak Yunanlara ezici bir galibiyet kazandırdı.
Leuctra Savaşı'nda, General Epaminondas uyguladığı falanks taktiği ile başarıya ulaşmıştı. Bu taktik, orta ve sağ aksamları biraz azaltıp en zayıf aksam olan sol cenahı güçlendirmeyi amaçlıyordu. Oblique (eğimli) Falanks olarak da bilinen bu taktik sayesinde, güçlendirilmiş sol kanat ile, Spartalılar mağlup edilmiştir. Sparta'nın Agema adlı seçkin birlikleri her zaman sağ tarafta konuşlanırlardı, Epaminondas'ın taktiği sayesinde Kral birlikleri ve Sparta ordusu büyük bir bozgun ile mağlup edildi ve Sparta'nın yenilmezlik efsanesine son verildi.
Makedonya Falanksı Yunan savaş taktiklerinin çok önemli bir çeşididir. Epaminondas ve İphikrates reformları ile yenilenen falanks birlikleri sarissa adı verilen normalinden daha uzun mızraklar kullanmaya başladılar.
Falanks sistemi karşısındaki düşman daha hafif zırhlı, kolay manevra yapabilir durumda olduğunda sorunla karşılaşıyordu. Sparta ile Atina arasında yapılan Lechaeum Muharebesi sırasında Sparta falankslarına karşı Atinalıların mızrakçıları ve okçularının saldırısı falanksın bozulmasına sebep olmuştur. Falankslar cephe saldırılarına karşı çok iyi savunma sağlasa da yanlardan ve geriden savunmasızlardı. Kendisi gibi falanks düzeninde savaşmayan düşmanlar eğer hızlı hareket edebilirse falanks bu manevralara cevap veremeden bozguna uğratabilirdi. Falanks sisteminin iyi bir koordinasyona sahip olması vazgeçilmezdir. Ayrıca zorlu saha koşulları nedeniyle falanks yapısı halinde ilerlemeye izin vermeyen yerlerde savunmasızdır. Falanksta en önemli olan en ön sıradaki askerlerin başarısı olduğu için ölen ya da yaralanan askerin yerine yenisinin derhal gelmesi ve aynı başarıyı sergilemesi önemlidir. Ayrıca düşmanın savunmasını kırdıktan sonra ardından takip edecek destek birlikleri bulunmayan falankslar kazandıkları başarıyı kalıcı kılamayacaktır.
Büyük İskender'in zaferleriyle beraber savaş taktiği olarak zirve yapan falanks, Makedonya devletlerinin yavaş yavaş güç kaybetmesiyle daha az kullanılmaya başlanır. İskender tarafından kullanılan eş zamanlı saldırılar yerini cepheden taarruza bırakır. Falanks sisteminin düşüşü Roma Cumhuriyetinin gelişmesi dönemine denk gelir. Askeri anlamda yükselmekte olan lejyon yapısı esnek yapısıyla egemenlik kuracaktır. Makedon devletlerinin hepsini zamanla fethedecek olan Romalılar artık savaş tarzlarını da belirleyecektir. Buna rağmen falanks sistemi tamamen ortadan kalkmaz. Özellikle mızraklı, kargılı askeri taktikler ateşli silahların kullaınlmasına kadar etkili olacaktır. Falanks sistemi gibi bir şekilde kullanılmasa da mızrak ve kargılı taktikler Orta Çağ boyunca yoğun olarak kullanılmıştır. Bu alanda özellikle İsviçreli paralı askerler ün kazanmıştır. 16. ve 17. yüzyılda mızrak ve arkebüzlü karma birlikler kullanılırken tüfeklerde süngünün kullanılmasıyla mızrak tamamen ortadan kalkmıştır.