Type a search term to find related articles by LIMS subject matter experts gathered from the most trusted and dynamic collaboration tools in the laboratory informatics industry.
Makale serilerinden |
Parti siyaseti |
---|
Devletçilik, devletin ekonomiyi veya sosyal hayatı ya da her ikisini de belirli bir dereceye kadar kontrol etmesi gerektiği inancıdır.[1][2][3][4] Bu anlamıyla devletçilik, anarşizmin tersidir.[1][2][3][4] Devletçilik totalitarist, refah devleti, minarşizm, büyük devlet gibi çeşitli şekillerde olabilir.
Marx'a göre devlet, sınıf egemenliğinin bir aygıtıdır. Burjuva sınıfının siyasi egemenliği elinde bulundurduğu durumda devlet, burjuvazinin devletidir, dolayısıyla devlet mülkiyeti de burjuvazinin kolektif mülkiyetidir.
Marksizm; işçi sınıfının siyasal mücadelesini burjuva devleti parçalamak ve onun yerine özyönetim organları (Sovyetler, konseyler, şuralar vb.) üzerinde yükselen işçi iktidarını (yani işçi devletini) kurmayı hedefler. Bu anlamda özel mülkiyetin işçi sınıfının egemenliği altında devletleştirilmesi, kapitalist düzen altındaki devletleştirmelerden tamamen farklı bir içerik taşır. Marksist felsefeye göre; kapitalist devlette devletleştirme egemen olan burjuva sınıfına kaynak aktarma yöntemidir. Zarar eden ya da batma durumuna gelen işletmelerin bedeli burjuvaziye ödenir. Bu yöntemle burjuvazi hem yükten kurtarılır hem de daha kârlı alanlara yatırım yapabilmesi için ona sermaye aktarılmış olur. İşçi devletinde ise devletleştirme, sömürüyü ve sömürücü sınıfları ortadan kaldırmak amacıyla yapılır. Üretim araçlarına el koyarken burjuvaziye herhangi bir bedel ödemez.
Marx ve Engels devlet konusunu ele aldıkları Gotha Programı'nın Eleştirisi adlı eserde, devletçi sosyalizm anlayışını mahkûm etmiş, kendileri ile "küçük-burjuva sosyalistler" olarak tanımladıkları kesim ile aralarındaki ayrımı vurgulamışlardır.[5]
Bazı marksist yorumlara göre (özellikle troçkistler), işçi devletini hiçbir koşulda kutsanmaz. Her devletin nihayetinde proletarya diktatörlüğünün bir aracı olduğunu belirtirler. Buna karşın Stalin taraftarları kapitalizm ile savaş durumlarında işçi devletinin her pahasına karşın korunmasını söyleyerek "işçi devleti" ne özel bir anlam yükler. Bu ayrım 1930'lara damgasını vuracak ve Troçkist grupların SSCB'de mahkûm edilmesine kadar süregelecektir.[6]
Kapitalizm koşullarında devletçilik (devlet kapitalizmi), devletin ticari işletmelere sahip olduğu, dolaylı yollardan ekonomiyi planladığı sistemi ifade etmektedir.