FAIR and interactive data graphics from a scientific knowledge graph
İçindekiler
I. Yezîd | |||||
---|---|---|---|---|---|
Emevî Halifesi | |||||
Hüküm süresi | 680 – 683 | ||||
Önce gelen | I. Muâviye | ||||
Sonra gelen | II. Muâviye | ||||
Doğum | 645 | ||||
Ölüm | 683 | ||||
| |||||
Hanedan | Emevî Hanedanı | ||||
Babası | Muaviye bin Ebu Süfyan | ||||
Annesi | Meysûn bint Bahdel | ||||
Dini | Sünni İslam |
Yezîd bin Muâviye, (Arapça: يزيد بن معاوية) (d. 646 - ö. 683) Emevîlerin ikinci halifesi.
Halifelikten önce
Emevî Hanedanı'nın kurucusu ve birinci Emevî halifesi olan Muâviye bin Ebu Süfyan'ın oğlu olarak Şam'da Dünya'ya geldi. Annesi Beni Kelb kabilesinden Meysûn adlı kültürlü bir kadındı. Muâviye, Meysûn ile anlaşamadı; bu sebeple Meysûn, küçük yaştaki oğlu Yezîd'i de yanına alarak kabilesinin yanına geri döndü. Çocukluğunu annesiyle geçiren Yezîd, ondan şiir ve edebiyat zevki aldı. Yezîd, gençlik çağına gelince babasının yanına döndü. Gençliğinde de iyi bir eğitim aldı. Bizans'a yapılan seferlere katıldı ve 669'daki birinci Emevî İstanbul kuşatmasında komutan olarak bulundu. Muaviye, ölümünden hemen önce 679 yılında, Hüseyin ve Abdullah bin Zübeyr'in karşı çıkmasına rağmen oğlu Yezîd'i halife ilan etti ve kendisine biat edilmesini istedi.
Yezîd'in halifeliğine karşı çıkılmasının en önemli sebepleri olarak hilafetin verasete dönüşmesi endişesi ve Arap siyasi gelenekleri gösterilmektedir. O dönem Arap siyasi geleneklerine göre liderler, genellikle yaşlı, tecrübeli ve nüfuzlu kimseler oluyorken Yezîd, bu vasıflara haiz değildi.[1]
Halifelikten önce Edebiyatla ve el-Ahtal'la ilişkisi
Yezîd b. Mu‘âviye'in bazı şairlerle oldukça sıkı ilişkiler kurduğu görülmektedir. Emevîlerin saray şairi el-Ahtal'a Emevî hanedanlığından en yakın olan kişi Yezîd'dir. İkisinin karakteri de birbirlerine benzemektedir. Şairin, gençliğinde aşırı şekilde içki içme zevkini paylaştığı Yezîd ile arkadaş olması, kariyeri için büyük bir başarı olmuştur. el-Ahtal'ın bu ortak zevklerini anlattığı pasajlar, ayrıca onu klasik dönemin en önemli hamriyyât şairlerinden birisi haline getirmiştir.[2] İkisi de gençliklerinde içki ve eğlenceyi çok seven, edebiyata düşkün, hazcılığı benimsemiş kimselerdir. Bu sebeple el-Ahtal, prense yakın olmaya çalışmış, ona methiyeler nazmetmiş ve sırf onun talimatıyla kendini riske atarak Ensârı hicvetmiştir. el-Ahtal'ın Yezîd ile Kudüs'e gittiği, ancak hazcı olduklarından kente fazla ilgi duymadıkları ve gene eğlence ile vakit geçirmeyi tercih ettikleri rivayet edilmiştir.[2]
Halifelik dönemi
Hüseyin ve Kerbelâ Olayı
I. Yezîd, yönetimi babasından devraldığında hilâfet, onun şahsında saltanata dönüştü. Fakat halifeliğine itirazlar gecikmedi. Hüseyin, onun halifeliğini tanımadığını bildirerek kendi halifeliğini ilan etti. Kûfe valisi Hüseyin'e biât etmistir. Hüseyin, önce Medine'den Mekke'ye, ardından da desteğini umduğu Kûfe'ye doğru yola çıktı. Ancak Hüseyin'in ilerleyişi 2 Ekim 680'de Emevî birlikleri tarafından Kerbelâ'da durduruldu ve 10 Ekim 680'de Hüseyin ve beraberindeki 72 kişi katledildi.[1] İslam tarihi açısından Yezîd'in hilâfeti dönemindeki en önemli olay bu olmuştur. Hüseyin'in öldürülmesi emrini Yezîd'in değil, yeni atadığı Kûfe valisinin verdiği ve Yezîd'in Hüseyin'in ölümüne üzüldüğü yönünde rivayetler olmakla birlikte İslam tarihçileri bu durumdan genellikle Yezîd'i sorumlu tutarlar. O günden bugüne Yezîd, Şiî İslam'da zulmün ve kötülüğün sembolü olarak anılmıştır. Sünnî görüşe göre ise bâzı tarih yazarları tarafından meşruluğu tartışmalı görülerek 'İslam Halifesi' olarak kabul edilir.
Abdullah Bin Zübeyr İsyanı, Mekke ve Medine'ye hücum
Yezîd'e sadakat yemini etmeyenlerin diğer bir başkanı Halife Ebubekir'in torunu ve Peygamber'in yakın sahabilerinden olan Zübeyr'in oğlu Abdullah idi. Hüseyin'in Kerbelâ'da öldürülmesinden sonra Abdullah bin Zübeyr Mekke'ye döndü, Yezîd'i halife kabul etmediğini bildirip isyan bayrağını açtı. Hicaz'da ve Arabistan'da durumunu güçlendirmeye koyuldu. Medineliler, önce I. Yezîd'le durumu görüştüler, sonra da Medine'nin Emevî emirini şehirden atıp Abdullah bin Zübeyr tarafına geçtiler. Abdullah bin Zübeyr, I. Yezîd'in Basra'daki Irak ve Kûfe valisi olan Ubeydullah bin Ziyad'a karşıt olmak üzere Irak'ta Kûfe'ye bir vali bile gönderdi. Abdullah bin Zübeyr, Mısır ve Suriye'de bile Emevîlerden hoşlanmayanlar tarafından tutulmaktaydı.
Yezîd, Basra'daki Irak valisi Ubeydullah bin Ziyad'a Hicaz'a ordusuyla gidip Abdullah bin Zübeyr'in isyanını bastırmasını istedi. Ama Ubeydullah hasta olduğu bahanesiyle bunu kabul etmedi. Bunun üzerine Yezîd, 10.000 kişilik Suriyelilerden oluşan bir orduyu "Müslim bin Ukbe El-Murri" komutasında Hicaz'a gönderdi. Bu ordu, Abdullah bin Zübeyr'i tutanlar ve çoğu Medineli bir ordu ile Medine'nin kuzeydoğusunda bulunan El-Harre'de muharebeye girişti. Harre Savaşı (veya Harre Olayı) kısa ve çok kanlı oldu. Medineli birkaç sahabî bu muharebede öldürüldü. Sonunda Medineliler yenilip şehirlerine çekildiler. Suriyeli Arap ordusu Medine'ye girdi. O zamanki savaş geleneklerine uyarak bu fethedici ordu, üç gün Medine şehrini yağmaladı. Suriye ordusu komutanı Müslim bin Ukbe al-Murri'ye mülkiyet ve insan haklarını hep çiğnediği için karşıtları tarafından müsrif lakabı verildi.
Müslim bin Ukbe El-Murri, bu arada hastalanıp öldü. Onun yerine Suriyelilerin ordusunun başına "Hüseyin bin Numeyr as Sakuni" geçti ve ordusunu Mekke'ye yöneltti. Abdullah bin Zübeyr, bu orduya karşı tutunamayıp Mekke içine çekildi ve Suriyeler ordusu Mekke şehrini kuşatma altına aldı. Üç ay kadar süren bu kuşatma sırasında Suriyeliler, şehri çevreleyen tepelerden mancınıklar kullanarak şehre büyük taşlar atmaya başladılar; Kabe'ye bile zarar verdiler ve Kabe'nin örtüsünü yaktılar.
Tam bu sırada Yezîd'in ölüm haberi ölümünden 27 gün sonra orduya yetişti ve ordu, Şam'a geri döndü. Yezîd'in yerine gelecek oğlu hakkında o kadar az bilgi bulunuyordu ki Mekke'yi kuşatan komutan, Abdullah bin Zübeyr'e Suriye'ye gelirse onu Şam'da halife ilan edebileceğini söylediği bildirilir. Fakat Abdullah bin Zübeyr, Mekke'den ayrılmak istemediği için bu teklifi kabul etmemiştir.[3] Bu, Suriye ordusunu Hicaz'a gönderen Emevî halifesi I. Yezîd'in bu zulümkâr kararı ve bu ordunun Medine'yi talan etmesi ve Mekke'yi kuşatmasında Mekke'ye ve Kâbe'ye büyük zararlar vermesi, her ne mezhepten olurlarsa olsunlar Müslumanlarca unutulmamıştır.
Kuzey Afrika'da ilerleme ve yenilgi
682'de I. Yezîd, Ukbe bin Nafi'yi daha önceki halifeler zamanında fethettiği, ama sonra Muaviye zamanında Meseleme bin Muhalled'in tayin ettiği vali Ebu'l Muhacir Dinar tarafından idare edilen Kuzey Afrika'da Mısır'ın batısında bulunan ve İfrikiye olarak anılan bölgelere yeniden vali tayin etti. Ukbe, tekrar Tunus'ta daha önce kurmuş olduğu Kayravan şehrini üs yaparak Berberîler ve Bizans'ın Afrika'daki kalıntıları ile savaşlar yaptı. Süvari ordusuyla batıya sefere çıkarak Tanca şehrine ve Atlantik Okyanusu kıyılarına kadar geldi. Böylece şimdiki Cezayir ve Fas ülkelerini fethetmiş oldu.[4] Kuzey Afrika sahillerinde bulunan Arap kabileleri, günümüzde bile Ukbe'yi cetlerinden saymaktadırlar.
Daha sonraki XI. yüzyılda İbn-i Haldun'dan tâ XIV. yüzyıldaki Arap tarihçileri, Ukbe'nin Fas'ın fethinden dönerken büyük bir yenilgiye uğradığını bildirirler. Arap tarihçilerinin bu tezine göre 683'te Ukbe Fas'tan dönmekte iken ordusunu dağıtmış ve Berberîlerin elinde bulunan Atlas Dağları civarlarında bulunmaktaydı. Biskra denilen bir mevkide Kuseyle bin Lemzem adlı Berberî komutanı altındaki Berberî ordusuyla muharebeye girişti. Bu muharebeyi Araplar kaybetti; Ukbe bin Nafi ve yanında bulundurduğu kendinden daha önce İfrikiye valisi olan Ebu'l Muhacir Dinar da bu muharebede öldürüldü. Berberî orduları Araplara hücuma devam ettiler. Araplar, Barka'ya doğru çekildi ve ellerine geçirdikleri büyük arazi parçalarını kaybetti. Tunus'ta üsleri olan Kayravan şehrini bile bırakmak zorunda kaldılar. Bu, Araplara büyük bir darbe olduysa da etkisi uzun sürmedi ve I. Yezîd'in ölümünden sonraki yıllarda Araplar İfrikiye'yi tekrar hükümleri altına aldılar. 688'de Zuheyr bin Kays komutasında bir Arap ordusu İfrikiye'ye tekrar hücum etti; bu arazileri tekrar zapt etti ve 690'da Mama Muharebesi'nde Berberî komutanı Kuseyle yenilip öldürüldü.
I. Yezîd'in Arabistan üzerine seferi ve Kuzey Afrika'da ordularının yenilgiye uğramasını elinde eskiden bulundurduğu Kuzey Afrika'yı tekrar almak için bir fırsat gören Bizans İmparatorluğu tarafından iyi kullanıldı. İmparator II. Justinianos, mensubu olduğu Herakleios Hanedanı'nın ortaya çıkma kaynağı olan eski Kartaca Afrika Ekşarjlığı'nı tarafından geri almak için yeni girişimlere başladı. 683'te Akdeniz'deki Bizans donanması yine bu denizin hâkimi oldu ve bunu hemen takiben Rodos'u ve Kıbrıs'ın bir kısmını yeniden ellerine geçirdi.
Ölümü
Yezid, 11 Kasım 683'te en sevdiği ikametgâhı olan Suriye'nin ortasındaki çöl kasabası Huvvarin'de, 35-43 yaşları arasında öldü ve oraya gömüldü.[5] Ebu Ma'şer el-Medeni (ö. 778) ve Vâkidî (ö. 823) gibi erken dönem tarihçiler, onun ölümü hakkında herhangi bir ayrıntı vermez. Bu bilgi eksikliği, Emevi karşıtı eğilimlere sahip yazarların, attan düşme, aşırı içki içme, plörezi ve yanma gibi çeşitli ölüm nedenlerini ayrıntılarıyla anlatan uydurma hikâyeler üretmesine ilham vermiş gibi görünüyor.[6] O dönemde Horasan'da yaşayan şair İbn Arada'nın dizelerine göre Yezid, yanında bir şarap kadehiyle yatağında öldü.[7][6]
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Fransızca Wikipedia Yazid_Ier maddesi 27 Ağustos 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Fransızca) (Erişim tarihi: 30.8.2009)
- İngilizce Wikipedia Yazid_I maddesi 27 Ağustos 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce) (Erişim tarihi: 30.8.2009)
- ^ a b Kılıç, Ünal (2001). Tartışmaların Odağındaki Halife Yezid bin Muaviye. İstanbul: Kayıhan Yayınları. s. 159,160. ISBN 975-7574-49-X.
- ^ a b Ayyıldız, Esat. "El-Ahtal'ın Emevilere Methiyeleri." DTCF Dergisi, 57.2 (2017), s.944.[1] 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ Powers, Stephan, (Ed.) (1989). The History of al-Ṭabarī, Volume 24: The Empire in Transition: The Caliphates of Sulaymān, ʿUmar, and Yazīd, A.D. 715–724/A.H. 96–105. SUNY series in Near Eastern studies. (İngilizce). Albany, New York: State University of New York Press. ISBN 978-0-7914-0072-2.
- ^ Özkuyumcu, Nadir (2007) Mısır ve Kuzey Afrika'nın Müslümanlar Tarafından Fethi, Manisa: Turizm ve Kültür Bakanlığı, ISBN 978-975-17-3326-9 Web sitesi[ölü/kırık bağlantı] (Erişme tarihi: 31.8.2009) say. 154-160.
- ^ Lammens 1921, s. 478.
- ^ a b Lammens 1921, ss. 475–476.
- ^ Wellhausen 1927, s. 169.
Dış kaynaklar
- Hitti, Philip H. (çev. Salih Tuğ), (1968) Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi (IV Cilt), İstanbul:Boğaziçi Yayınları.
- Kılıç, Ünal (2001), Tartışmaların Odağındaki Halife Yezid bin Muaviye, İstanbul:Kayıhan Yayınları, ISBN 975-7574-49-X
- Çağatay, Neşet (1993),Başlangıcından Abbasilere Kadar (Dinî-İçtimaî-İktisadî-Siyasî Açıdan) İslam Tarihi: , Ankara:Türk Tarih Kurumu ISBN 9751605342
- Powers, Stephan, (Ed.) (1989). The History of al-Ṭabarī, Volume 24: The Empire in Transition: The Caliphates of Sulaymān, ʿUmar, and Yazīd, A.D. 715–724/A.H. 96–105. SUNY series in Near Eastern studies. (İngilizce). Albany, New York: State University of New York Press. ISBN 978-0-7914-0072-2.
Dış bağlantılar
- Muir, William (1924), The Caliphate; Its Rise, Decline and Fall, Edinburgh, Bölüm 47-48 [2]13 Ekim 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce) (Erişim tarihi: 30.8.2009)
- Üçok, Bahriye (1979 1.Basim:1968) İslam Tarihi Emeviler-Abbasiler, Devlet Kitapları, Ankara: Milli Eğitim Basimevi [3] (Erişme tarihi:31.7.2009)
- Özkuyumcu, Nadir (2007) Mısır ve Kuzey Afrikanın Müslümanlar Tarafından Fethi, Manisa:Turizm ve Kültür Bakanlığı, ISBN 978-975-17-3326-9 Websitesi [4][ölü/kırık bağlantı] (Erişme tarihi:31.8.2009)
- Kılıç, Ünal, (2013), "Yezîd I", TDV İslam Ansiklopedisi Cilt 43, Türkiye Diyanet Vakfı ISBN 975-95480-0-3 say.513-514 [5] 7 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.