Type a search term to find related articles by LIMS subject matter experts gathered from the most trusted and dynamic collaboration tools in the laboratory informatics industry.
Sarmatlar, Vistül ile İdil nehirleri arasında, Kafkasya'nın kuzeyi ve güneydoğusunu da içine alan bölgede MÖ 6. yüzyıldan MS 4. yüzyıla dek yaşayan, Doğu İran öbeğine veya Türk oldukları değerlendirilen ve İskit diline benzer bir dil olan Sarmatçayla konuşan atlı göçebe halk.[1][2]
MÖ 4-3. yüzyıllarda Güney Urallar'daki nüfusun bir kısmı Aşağı İtil Bölgesine ve Ural ötesindeki bozkırlara doğru inerek orada bulunan Sauromatlar üzerine hakim olmuştur. Bunun sonucunda da tarihte Aorsi, Roksolan, Alan ve Yazıg diye bilinen yeni Sarmat beylikleri ortaya çıkmıştır. MÖ 4. yüzyılda çıkan yeni Sarmat beylikleri Don Nehri'ni aşarak Karadeniz bölgesinin kuzeyindeki bozkır bölgesine doğru batı yönlü olmak üzere büyük göçleri dönemin Yunan tarihçisi Diodoros tarafından şu şekilde tanımlanmıştır: "İskit ülkesinin büyük bir kısmını yakıp yıkan,ele geçirdikleri bu topraklar üzerindeki halkları tamamen öldürerek ülkenin büyük bir kısmını çöl haline getiren savaşçı konfederasyonlardı."[3]Sarmatlar aynı zamanda Kuzey Kafkasya'ya doğru güney yönünde de ilerlemişlerdir.Strabon'un Coğrafya'sında Yazıgların Don Nehri (Rusya) ile Dinyeper arasında yerleştikleri yazılmaktadır.[4] MÖ 2. yüzyılda Yazıgların arkasından gelmiş olan Roksolanlar Karadeniz kuzeyi bozkırlarını Dinyeper'e kadar ele geçirmiş ve Tauridia'ya akınlar yapmışlardır. Sarmat beyliklerinin hareketleri İskitlerin büyük güç kaybetmesine sebep olmuşlardır. MS 1. yüzyılın ortalarında Roksolanlar Dinyeper ve Tuna Nehri arasına ulaşmışlar, aynı devirde daha batıya doğru da yol alarak Moesia'ya hücum etmişler ve böylece de Roma İmparatorluğu'nun doğu illerini tehdit etmişlerdir. Sarmat boylarının Kuzey Kafkasya eteklerine doğru aktif bir şekilde ilerlemeleri MÖ 3-1. yüzyıllarda olmuştur. Strabon'un bildirdiğine göre birbirlerinden bağımsız hareket eden ve çoğu zaman da birbiriyle uzlaşamayan iki Sarmat boyu olan Sirak ve Aorsi buralarda bulunuyorlardı.[5] Sarmat boyları nüfuzlarını batı Sibir sahasına kadar uzatmışlardır. Diğer taraftan MÖ 1. yüzyılda Hunlar ile münasebet kurup alışveriş yaptıkları, bunun neticesi olarak da (Yunan) kültür izlerini Hunlara kadar ulaştırmış oldukları iddia edilir.[6]
Neron (54-68) döneminde Cermen kabileleriyle ittifaklar kurarak Roma topraklarına girmişlerdir.
3. yüzyılda Sarmat toprakları büyük ölçüde Got istilasına uğramıştır. 370'ten sonraki Hun göçleri Sarmatları büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır. Sarmatlar, 6. yüzyılda başka halklarla karışarak tarihten silinmiştir.
Sarmatlar, adına atlarını kurban ettikleri bir ateş tanrısına tapmıştır. Kadınlar erkeklerle birlikte savaşlara katılmıştır. Ancak ana-erkil yaşam zamanla biçim değiştirmiş ve bir erkek monarşisi oluşmuştur. Zengin ölüler için yapılan mezarlara (kurgan) değerli eşyalarını koyan Sarmatlara ait günümüzde Adigey'deki ve Kuban Irmağı havzasındaki höyüklerden arkeolojik buluntular çıkarılmıştır. At takımları ve silahlar Sarmat becerisini kanıtlamaktadır. Yüzük, bilezik, taç, broş, altın tabak ve benzeri ziynet eşyaları Adigey'deki ve Rusya'daki bazı müzelerde sergilenmektedir.
Sarmatlar hakkında bulunan en bilgi verici arkeolojik kaynaklar, Sarmat boylarının mezarları hakkındadır.Sarmat mezarlarının çoğunluğu MÖ 1. yüzyıl ve MS 3.yüzyıl arasına aittir.Sarmat mezarları sadece Karadeniz'in kuzeyinde değil, aynı zamanda ormanlı bozkır alanlarında,Poltava bölgesinde, Orel bölgesinde, Vorskla Havzası'nda ve Kuzey Donetsk'de görülmektedir.Bu arkeolojik kanıtlar,bozkır bölgesinde yaşamış olan Sarmatlardan bir grubun oldukça kuzeylere yerleşmiş olduklarını anlıyoruz.Karadeniz'in kuzeyi ve idil boyundaki mezarlar burada yaşamış olan Sarmatların göçebe olduklarını gösteriyor.Kafkaslar'ın kuzeyinde ise durum daha farklı gözüküyor.Strabon'a göre buradaki Sarmatların bazısı göçebe, bazısı ise yerleşikti ve tarımla uğraşıyordu.20.yüzyılda çeşitli yerlerde yapılan arkeolojik çalışmalar Strabon'u doğrulamaktadır.[7][8]
Sarmatlar çeşitli dil bilimcilere göre İran dilleri içerisindedir.MÖ 1.yüzyıla gelindiğinde, Güney Rusya'da ve çeşitli yerlerde bulunan İran kabileleri birbirinden farklı diller ve lehçeler konuşuyorlardı.Sarmatların'da bu gruba dahil olduğu, Sarmat boylarının konuştukları dilin 'Eski İran - Ön İran' dilinden türetilmiş bir dil olduğu söylenmektedir.[9] 1968'de makale yayınlayan bir grup İranologun yazdığına göre dönemin Karadeniz kıyılarındaki tarih kaynaklarında; Yunanca yazıtlarda geçen çok sayıda İran dillerine ait isim Sarmatyalıların Doğu İran dilleri lehçesinin atalarından olabileceğini gösterdi.[10] Bununla birlikte, Harmatta (1970) "Sarmatlar'ın ve Sarmat boylarının dilinin İran dillerine ait olamayacağını savundu.[11]
Mirfatih Zekiyev'in öncüsü olduğu bazı tarihçiler tarafından ise Sarmatların Türk kökenli bir halk olduğu iddia edilmektedir.[12][13][14][15][16][17][18][19][20]
Wikimedia Commons'ta Sarmatlar ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur.